21 Nisan 2010 Çarşamba günü Veliefendi Hipodromu Byerley Türk salonunda; Haftaya Bakış programının yayına başlamasının birinci yılı,
TJK başkanı ve Yönetim Kurulu Üyelerinin, Asli Üyelerin, TJK idari kesiminden Genel Müdür ve yardımcılarının, yazılı ve görsel basının özellikle at yarışlarıyla ilgili mensuplarının, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve Başkan Yardımcısının, At Yarışı Yazarları Derneğinin başkanı ve üyelerinin, Türkiye Yarış Atı Yetiştiricileri ve Sahipleri Derneğinin başkan ve üyelerinin, Arap ve İngiliz Atları Yetiştiricileri derneklerinin başkan ve üyelerinin, At Sahiplerinin ve Yetiştiricilerin, “özellikle ilk kez” yarışseverlerin katılımıyla ve muhteşem etkinliklerle kutlandı.
Haftaya Bakış programını izleyen yarışseverlerin oylarıyla seçilen; yılın en başarılı İngiliz - Arap atları ve Aygırlarına, bu safkanların yetiştiricilerine ve doğumlarından piste çıkışlarına kadar emeği geçen ilgililerine, jokey ve antrenörlerine ödülleri verildi. Geçen yılın en başarılı Arap atı seçilen Turbo’nun sahibi sayın Erdinç Düzarat’ın, kurayla belirlenen beş yarışsevere birer Turbo formasını armağan etmesi gönüllerde çok hoş izler bırakan bir başka güzellik oldu. Gazetemizin sahiplerinden sayın Mehmet Çelik’in Kaizbert isimli arap aygırının yılın aygırı seçilmesi tüm gazete çalışanları için gurur kaynağı oldu.
İzninizle yazımın “Nereden Nereye” olan başlığını biraz açmak istiyorum. Ülkemizde ilk resmi yarışlarda atlar yan yana dizilip önlerindeki start ipinin çekilmesiyle koşuya başlıyorlardı. Çivilere takılmış müşterek bahis biletleri yarışseverlere destelerinden koparılarak veriliyordu. İstanbul, İzmir ve sonraları Adana’da at yarışları önceleri sadece Pazar günleri, ilerleyen zaman içinde haftada 3 gün olmak üzere belli zaman dilimleri içinde yapılıyordu. Yarış atlarının adedi on’larla ya da bir kaç yüz’le ifade edilecek kadar azdı. Oyunlarsa ganyan-plase ve ikili-çifte’den ibaretti.
Sonra ne oldu, neler değişti?
Önce bir düğmeye basılarak açılan ve tüm atlara, yarışlara eşit şartlarla başlama şansı veren start makineleri yapıldı. 60’lı yılların sonuna doğru altılı ve üçlü ganyan, üçlü bahis oyunları başlatıldı. Önce her koşu için oynanan biletler, daha sonra diğer oyunlar otomatik makinelerle oynama kolaylığıyla yarışsevere sunuldu. Yarış günleri haftada dörde, beşe, altıya ve yediye yükseltildi. Gece yarışlarının İstanbul ve İzmir’de başlaması sonucu haftada 10 yarış programı uygulaması başarıyla sürüyor. Sadece üç olan hipodrom sayısı bu gün sekize ulaştı. Çok kısa bir zaman süreci içinde yarışların iki ilde daha yapılacağını da hatırlatmak isterim.
70’li yıllarda başlamak üzere ithal edilen İngiliz Aygır ve Kısraklarının verdiği taylara daha sonra yine dış alımlarla getirilen Arap Aygır ve Kısraklarının da katılmasıyla bu gün ülkemizde koşan at adedi (yanlışım varsa bağışlansın) 4000’i buldu.
Gazetelerde önceleri pek rağbet görmese de yıllarca yapılan at yarışı tahminleri, özellikle At Yarışı Yazarları Derneği’nin 20 yıl önce kurulması sonrası, dernek üyelerinin daha çok gazetelerde, mecmualarda ve bültenlerde, sonraları henüz sayıları az da olsa at yarışı gazetelerinde, yarışçılığımızı ilgilendiren yazılar yazmaları ve tahminler sunmaları sonucu bu gün düzeyli bir rekabeti de içinde barındırarak sürüyor ve gelişiyor.
Ve................. Ülkemizde sayıları çok kısa sürede artan tv yayınları TJK yönetimini, kendilerine ait bir televizyon kanalı kurma arayışlarına yöneltti. O günlerde zaman zaman benim de katılma onurunu yaşadığım bu arayışlar ne yazık ki yasaların uygun olmaması sonucu gerçekleşemedi. Daha sonra TJK kendi bünyesinde TJK-TV’yi kurdu. Trt ile yapılan görüşmeler sonrası, yarışçılığımızın bu günkü düzeye gelmesinin temeli sayılacak naklen yayınlar başlatıldı. Daha sonra bu hizmeti bazı özel tv kanalları sürdürdüler. Ve bu gün at yarışları şifreli kanalla da olsa Türkiye’nin her tarafında sürekli artan bir ilgiyle izleniyor.
Yarışları sevdirmenin ve daha çok oynanır hale getirmenin sadece at yarışlarını naklen yayınlamakla olamayacağı düşüncesiyle TJK, bu gün aylık ya da haftalık periyodlarla yarışseverlere çeşitli programlar sunuyor. Hepsi büyük emek ve özveriyle gerçekleştirilen bu programlar içinde; at yarışlarında dünü - bu günü ve yarını anlatan, yarışların öncesi ve sonrası gelişen olayları inceleyen ve irdeleyen, izleyicilerin e-posta yoluyla sordukları her sorunun yanıtının verildiği en çok izlenen program, Pazartesi günleri yayınlanan HAFTAYA BAKIŞ oldu. Mehmet Ayan gibi radyo-tv yayıncılığını bana göre kusursuz yapan bir yayıncı, Atahan Zilcioğlu gibi neredeyse gözlerini Veliefendi’de açmış, o heyecan ve zevki daha çocukluk yıllarında tatmış, ilerleyen yaşıyla birlikte atçılık ve yarışçılıkta bir danışman bilgi ve deneyimine ulaşmış yorumcu, Enver Arslan gibi genç yaşına rağmen konulara yaklaşımındaki hassaslığı ve edindiği tecrübesiyle programa olumlu katkılarda bulunan kardeşlerimiz Haftaya Bakış programına bir tiryakilik zevkini kazandırdılar.
Ve en önemlisi....... Yarışçılığımızın bu düzeye gelmesindeki en önemli etken olan cefakar-vefakar yarışseverler, bu kardeşlerimize bu programı yapma olanağı tanıyan ve onlara güvenen TJK’nın saygıdeğer yöneticileri... Hepinize şükranlarımı sunuyorum.
İşte yazıma “NEREDEN NEREYE” başlığını bu nedenle koydum.