Orhan ve Çetin ağabeylerin yazılarını okuyunca şöyle bir duraladım. Arkalarında neredeyse bir asır olan iki yarış yazarlığı çınarının yanında çıraklık ediyor olabilmenin gururu bir yana, yaptığım(ız) işin lezzet ve mutluluğunu da bir kez daha algıladım.
Ne iş yapıyoruz? Televizyon, Radyo, Gazete, Bülten, Dergi, İnternet mecralarında at yarışı yazarlığı.. Dünyanın biz atçılar için (atçı olmak için illa at koşmak, at sahibi olmak gibi bir zorunluluk yok bana göre) en büyük keyfi olan At Yarışlarını takip etmek, haber kovalamak, haber yapmak, haberleri kamuoyuyla paylaşmak, yarış içinden bilgilere ulaşmak ve onları insanlara sunmak. Öte yandan birçoğumuz tıpkı bir önceki cümlelerde yer aldığı hazlar denizinde tahmin yapıyoruz. Tutması ne büyük keyif, ne doyumsuz lezzettir o tahminlerin. Ne iş yapıyoruz konusuna dönecek olursak. Bir soru daha ilave biz kimiz? Sonuçta sporun bir dalında gazetecilik.
Çetin abiye de benim gibi futbolun içinde olmayı, Orhan abiye daha kültürel ve haber alanında bakmayı, Sezgin'e, rahmetli Taygun abiye, Güngör Sayarı'ya, Reşat Köstem ağabeye, rahmetli Nimet Amca'ya da spor servislerinde çalışmayı nasip etmiş yaradan. Atahan gibi hayatının her döneminde burada olmuş ve at yarışı gazeteciliğinin yeni duayeni olan 30 yıllık bir deneyimi bu noktada başta ve başka bir yere koymayı ihmal edemem. Enver Arslan, Kayhan Özcan, Hakan Cantınaz ve Ferdi Akıncı gibi (bencileyin) birinci işleri at yarışı olmayan yarış yazarı emekçilerinin önünde ise saygıyla düğme iliklenir. Yarış Dünyası dergisinden, internetteki birbirinden güzel sitelere, TAY TV'den TJK TV'ye, gazete eklerinden, yılların yorgunu bültencilere; kondisyonlere. Aslında küçük gibi görünmekle biz çok büyük bir ekibiz. 15 yaşındaki bülten dağıtıcısından 70 yaşındaki duayen yarış yazarına; dergide köşe yazan dostlarımızdan; televizyonda tahmin verenlere kadar hepsinin ortak derdi at yarışının tanınırlığının, bilinirliğinin, seveninin artması. Bu pasta büyüdükçe, bugün tek geçim kaynağı yarış yazarlığı olan insanların sayısı ve geliri artacaktır. At yarışı basını kendi ekonomisini, at yarışı pastasınınbüyümesiyle yaratacaktır.
İnsanların yarışa olan ihtiyaçları arttıkça, yarış medyası talebi büyüyecektir. Yarışın güzelliklerini büyüttükçe kendi gelirimizi ve hayat standardımızı yükselteceğimizi bilmeliyiz. Bu camiada herkese ekmek var! Hepimizin derdi ekmek yemek olmalı! Birbirimizi yemek değil! Bu noktada yeni dönemde Çetin Mete büyüğümüzün önderliğinde yepyeni bir heyecanla yola çıktığımız derneğimizin büyümesi için, elimizden ne geliyorsa, hepinizin demokratik katkılarıyla gayret edelim. Demokrasi, hukuk, vicdan ve medya bir gün herkese lazım olacak. Ne şans ki medya bizim işimiz. Ne şans ki at yarışı hem hobimiz hem işimiz. Kreması bol bir pasta gibi. Bu pastayı büyütmek geleceğimizdir.
Mehmet Ayan
