LADY SOUL - Perşembe akşamı, Şeyh Muhammed’in At Yarışları Mükemmellik Ödülleri “HH Horseracing Excellence Awards” törenindeydik. Sayın İsmail Hadioğlu ve ekibi, Turgay Kop, TJK grubunun bir arada olduğu güzel bir geceydi. Kusursuz ev sahipliğinin yanı sıra soul müziğinin kraliçesi olarak adlandırılan Beverley Knight olağanüstü sesi ve şovuyla bir harikaydı…
Yılın ödüllerine gelince, onlar da “koşular gibi” pek yabancılara gitmedi… Kazananlar; Godolphin, Best Solution, Saeed bin Suroor. Gerçi bu sonuçların daha önceden belirlenen puanlama yöntemine göre ortaya çıktığını ve Godolphin Ekürisi’nin 2018’de “Altın Yılını” yaşadığını da kabullenmek gerek.
BADEM GÖZ’ÜN HATIRINA- Perşembe sabahının “göz açtırmayan” yağmuru ve kendimizi onur konuğu saydığımız (daha doğrusu öyle sandığımız) kahvaltı nedeniyle idmanları izleyemedik. Aklımız fikrimiz, 2400 metreyi 2.20.60 gibi “akıllara ziyan” bir dereceyle koşan dişi safkan Badem Göz “Almond Eye” ve safkanımız Good Curry’de…
Almond Eye’in Cuma sabahı da çalışacağını Japon meslektaşlardan öğrenince, “yüreğimize su serpildi”. Ufak bir ayrıntı; Almond Eye, sabah 05.00’da çalışıyormuş… Davetten gelip, yatmamız saat 12.00 oldu. İşi şansa bırakmamak için otelden 04.00’da kalkan ilk servise binince, bize “uyku haram”… Bir yanda da kendi kendime söyleniyorum; “Oğlum Reşat… Badem Göz denilince aklına Japon güzeli bir hatun gelmesin, altı üstü bir at.”
Safkanlarımız Gezintide
AHIRLAR BÖLGESİ DEYİNCE- Sayın Hadioğlu’nun sayesinde uluslararası ahırları ve Good Curry ile Peri Lina’yı ahırlarında görme şansımız oldu. İyi ki de oldu… Ahırlar bölgesi deyince, aklımıza Veliefendi ya da diğer hipodromlarımızdaki ahırlar geliyor. Buraları cennetten bir köşe… Giriş çıkış denetimli, sakin, huzurlu ve alabildiğine yemyeşil. Şarkı, türkü, bağırış, korna sesleri falan yok. Etrafta sadece Arap Sakası dedikleri kuşların sesleri, o kadar… Altılı blokta, sadece bizim iki atımız kalıyor. İkisinin de gezinti alanları, padokları ayrı, daha doğrusu “sosyal tesisleri” var.
Her sabah veteriner gelip atları gözlemliyor, ateşlerine, sağlık durumlarına bakıyor ve bunları atın kartoteklerine işliyorlar. Ayrıca her safkana ait bir de defter var. Verilen ilaçlar, yapılan tıbbi girişimlerin kayıtları burada tutuluyor. Koşudan 48 saat önce, atlar veteriner kontrolünden geçirilip, “koşabilir” raporu alıyorlar. Koşu öncesinde de her safkana şüpheli madde testi uygulanıyor. Peri Lina ve Good Curry oradaki dingin ortamdan ayrılıp, buraya gelince bakalım ne yapacaklar?
ÜÇÜ BİR YERDE- Cuma akşamını sanatsever (!) ve turistik yanımıza ayırdık. Önce, Dubai’de uzun süredir gösterimde olan “La Perle” adlı şovu izledik. Tiyatro yönü sıradan ama su, ışık, ses ve akrobatik gösterileri izlenmeye değer. Konusunu soracak olursanız; bizim “Ferhat ile Şirin” gibi. Laf aramızda bilet, Emirates havayollarının promosyonuydu…
Sonra da ver elini Dubai’nin en kalabalık ve bence işlevsel en yeri olan; Dubai Mall, Burj Khalife, Dubai Fountain… Üçü bir yerde ve “iğne atsan yere düşmez”… Dünyanın en büyük (bence La Fayette’ten güzel) AVM’si, dünyanın en yüksek binası, ses ve ışık gösterilerinin yapıldığı dünyanın en büyük Çeşmesi… Zaten ne yana baksanız, “dünyanın en bişisi” bir şeye rastlıyorsunuz. Neredeyse nefes almanın bile parayla olduğu Dubai’de, hiç harcama yapmadan saatlerinizi geçirebileceğiniz tek yer. Bizim gibi gönlü zenginler için “biçilmiş kaftan”… AVM’de basit alışverişler ve Burj Khalife’de özçekim “selfie” sonrası oturup bir şeyler yedik, hem de çeşmedeki iki gösteriyi izledik. Kalabalığı şöyle örnekleyebilirim; ısmarladığımız pizzalar elli dakikada geldi. Pizzanın ucuz yiyecek olması da bunda pay sahibi elbette ki…
Artık bir gün sonraki büyük heyecana hazırız.